09.03.2017

Dünya Kadınlar Günü Kutlandı

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeni ile İl Müftülüğümüzce program düzenlendi. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, İl Müftü Vekilimiz Ramazan TOPCAN Hocamızın konuşmaları ile devam etti.

Konuşmasında: “ Kur’an- Kerim, bir hayat kitabıdır. Bütün insanlığa, hayat rehberi olarak gönderilmiş olan Aziz Kitabımız Kur’an-ı Kerim, can taşıyan kadın erkek herkese hitap eder. Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim vasıtası ile insanı muhatap almış ve mükellef tutmuştur. Başöğretmenliğini Hazret-i Peygamberimizin yapmış olduğu Kur’an-ı Kerim, kadın erkek her iki cinsin problemlerinin çözümü noktasında temel ilkeler ortaya koyduğu gibi bu iki cinsi her iki dünyada mutlu kılacak olan temel prensipler de ortaya koymuştur.

İnsan olma bakımından olduğu gibi, Allah’a [Azze ve Celle] kul olma bakımından da kadın erkek arasında her hangi bir farklılık yoktur. Bu iki ana konuda kadın erkek eşittir. Kulluk denemesine tabi tutulan kadın erkek herkes, bir yarış içerisindedir. Dün önde olan bugün arkada, dün arkada olan bu gün önde olabiliyor. Bu kulluk yarışıdır.

 

İslam'ın ilk döneminden itibaren bu kutlu yarışta erkekler kadar kadınlarımız da yerlerini almışlardır. İnsanlık tarihinde elde edilen kahramanlıklar ve başarısızlıklarda erkekler kadar, kadınların da katkısı ve sorumluluğu vardır.

Burada Arap dil kurallarından mevzu edecek değilim. Ancak şurasının bilinmesi gerekir ki Arap dilinin inceliklerinden biri de umumi söylemleri genellikle eril olarak nitelendirilen (müzekker) zamirler üzerine kurmuştur. Diğer bir ifade ile söyleyeyim Arap dilinin dolaysıyla Kur’an-ı Kerimin bütün insanlığa yönelik genel çağrılarında hep eril kalıplar (müzekker) kullanılmıştır. Bundan erkeğin kadından daha üstün olduğunu anlamamalıyız. Bu ifade Arap dil kuralının gereğidir.

Mesela ayet-i kerimelerde geçen; "Ey iman edenler"  kalıbı, erildir. (müzekker) Her ne kadar manası "Ey iman eden erkekler" olsa da bu anlam kadın cinsini de içerisine alır.

Hatta bu durum ve incelik Kur’an-ı Kerimin indiği dönemde bazı annelerimizin dikkatini çekmiş ve konu hakkında görüşmek üzere Efendimize gelerek;

"Ey Allah'ın Peygamberi! Yüce Allah'ın hicret konusunda kadınları andığını duymayacak mıyız?" diye sual sormalarına sebep olmuştur.

Bu olay üzerine Yüce Rabbimiz [Azze ve Celle]  Al-i İmran suresi 195. ayet-i kerimeyi indirmiştir; "Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz. Hicret edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet görenler, savaşanlar ve öldürülenlerin de andolsun, günahlarını elbette örteceğim. Allah katından bir mükâfat olmak üzere, onları içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağım. Mükâfatın en güzeli Allah katındadır."

Ensar hanımlarından Hz. Ümmü Umare [r.a.], yahut Hz. Esma bint Umeys [r.a.]  Peygamberimize gelip; "Bakıyorum da her şey erkeklere, kadınların hiçbir konuda esameleri okunmuyor?" deyince

Yüce Mevla, Ahzap suresi 35.ayet-i kerimeyi indirmiştir.

“Şüphesiz Müslüman erkeklerle Müslüman kadınlar, mü'min erkeklerle mü'min kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah'a derinden saygı duyan erkekler, Allah'a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah'ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.”

Nitekim Peygamberimizin eşlerinden Hazret-i Ümmü Seleme [Radıyallahu Anha], evinde bir gün saçlarını taratırken Hazret-i Peygamberimizin  mescidden; "Ey İnsanlar" diye seslendiğini duymuş ve saçını taramakta olan kadına; "Bırak sonra tararsın" demişti. Kadın; "O erkekleri çağırıyor, kadınları değil" deyince de ona "biz insan değil miyiz?" diyerek Peygamberimizi dinlemeye çıkmıştır.

Kur’an-ı Kerimin mucizevî özelliklerinden birisi de hiç şüphesiz mesajı evrensel olsun, bütün yer ve zamanlara hitap etsin diye yer ve şahıs isimleri üzerinde çok fazla durmaz. Sınırlı sayıda peygamber ismi ve yeryüzü coğrafyasından birkaç yer ismi müstesna. Bu özelliği Kur’an-ı Kerimi çağlar ötesine taşımıştır. Hani Bediuzzaman’a atfedilen güzel bir söz var;Zaman İhtiyarladıkça Kur'an Gençleşiyor” diye. Tam da bu işte.

 

Bu bağlamda kadın ismi de Kur’an-ı Kerimde çok fazla geçmez. Bu Kur’an-ı Kerimin kadına değer vermediği, kadını değersizleştirdiği, kadını dışladığı anlamına gelmez. Böyle bir iddia her şeyden önce Rabbimize ve Kur’an-ı Kerime karşı bir küstahlık olur. Adına özel bir sure ile taltif eylediği ayrıca defaten Kur’an-ı Kerimde ismi zikredilen Hazret-i Meryem [Radıyallahu Anha] Validemizin zikri kadının şerefine yeterli olsa gerek.

 

Her ne kadar Kur’an-ı Kerimde kadının adı çok geçmese bile zımnen de olsa, tarihe geçmiş, yolumuzu aydınlatan, hayatları ile beşere örnek ve ibret tablosu olan mümin hanımlardan bahseder olduğunu görüyoruz.” Dedi.

Konuşmalarını; “Başta şehit ve gazi anneleri ve eşleri olmak üzere tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, sağlıklı, huzurlu ve mutlu günler dileğiyle sevgi ve saygılarımı sunuyorum." Diyerek bitirdi.