02.05.2018

DİN İSTİSMARINA KARŞI SAHİH DİNÎ BİLGİ

Diyanet İşleri Başkanlığımızca dinî, millî ve manevî değerlerimizi istismar eden FETÖ, DEAŞ vb. örgütlere karşı Kur’an ve sünnete dayalı sahih dini bilgi ile toplumu aydınlatmak ve din istismarına karşı milletimizi bilinçlendirmek amacıyla ülke genelinde toplumun farklı kesimlerine yönelik olarak gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında ilimizde de çeşitli programlar yapıldı.

Bu bağlamda Rehberlik ve Teftiş Kurulu Başkanı Hasan Ali YILDIZ, Başkanlık Vaizi Dr. Sadık ERASLAN ve Üsküdar Vaizi Selva ÖZELBAŞ Hocalarımız, İlimizde personelimiz başta olmak üzere; kamu kurum ve kuruluşlarının başkanları, sivil toplum temsilcileri, üniversite- lise gençliği ve halka yönelik bir dizi konferans, seminer, ziyaret ve Cuma vaazı gerçekleştirdiler.

Yapılan bilgilendirme çalışmalarında şu konulara yer verildi:

Din istismarı; dini, kendi menfaatleri için kullanmaktır.

Fetö, Deaş ve benzeri örgütlerin ortaya çıkış sebebi; küresel kirli bir siyasî mühendisliktir. Vekâlet savaşlarının, çıkar ilişkilerinin sonucu oluşturulan bir tasarımdır. Fetö, Deaş vb. örgütler bir bölgeyi işgale hazır hale getirmek ya da işgal sonrası yapılacak projeleri hayata geçirebilmek için oluşturulmaktadır. Uluslararası güç ve iktidar savaşları, silah ticareti, petrol ticareti,  uyuşturucu ve güç boşluğu, işgalden kaynaklanan travmalar, baskı ve sefalet içinde yaşamaya mecbur bırakılan insanların ümitsizliği ve öfkesi, sağlıklı bir din eğitimi alamayan gençlerin sayısının artması gibi nedenler sıralanabilir.

Deaş örgütü, ayet ve hadisleri menfaatine uygun şekilde kullanmak için bağlamından koparıyor, dinin temel amaçlarını ve dinî metinlerin bütününü dikkate almaksızın yorumluyor, kendilerinden olmayanları ise tekfir ediyor.

Fetö örgütü, liderin masumiyeti, ışık evleri gibi kapısı herkese açık olmayan mekânlar, takiyyeye pervasızca izin verme, başkalarını dışlama, kendisine bağlı bireylerin kamusal ve özel varlığını kontrol altında tutma, evlenmeleri bile emir komuta zincirinde olması gibi özelliklere sahiptir.

Fetö elebaşı rüyalar ile peygamberimizi istismar etmekte, hatta peygamberimizle sürekli görüştüğünü, kâinatın kendilerinin hatırına devam ettiğini, Hz. Meryem’e gelen ruhun Hz. Muhammed olduğu vb. gibi ifadelerle de Kur’an-ı Kerimi tahrif etmiştir. Ayrıca namazın ima ile kılınması, orucun farklı zamanlarda tutulabilmesi, başörtüsü emri, mut’a nikâhı, zekât, sadaka, kurban, infak gibi konular ile ilgili olarak fıkıh ve ibadetler tahrif edilmiştir.

Her ne kadar terör örgütü Fetö, İslam’ın ılımlı yüzü olduğunu, Deaş ise İslam’ı şiddet dini gibi göstermek için çabalasa da bu iki terör örgütünün tek ortak noktası var o da ikisinin içerisinde bulunduğu topraklardan değil tamamen dış mihraklardan beslenmesidir.

Dinî olduklarını ve İslam’ı temsil ettiklerini iddia ederek bozgunculuk yapan, kan döken, aslında kendi çıkarları için Müslümanların maddî ve manevî varlığını istismar eden Deaş, Fetö ve benzeri istismar yapılarıyla mücadele için tek yürek olmalıyız. Sen ve ben olma yerine bir ve biz olmalıyız. Kur’an ve sünnete dayalı sahih dinî bilgi ile toplumu aydınlatmalıyız. Gençlerimize özel ilgi ve destek vermeliyiz. Gençlerimizin ahlak ve maneviyatlarını güçlendirmeliyiz. Farklılıkların zenginliğimiz olduğu, üstünlüğün ancak takvada olduğu, işlerde adalet, ehliyet ve liyakate dikkat etmeli ve her konuda sorumluluk bilinci ile hareket etmeye dikkat etmeliyiz.

Coğrafyamızda yaşanan hadiseleri, oynanmak istenen oyunları ilim, irfan, sahih dinî bilgi, basiret ve ferasetimizle bozmalıyız