21.12.2022

Vali Şıldak Din Görevlileri ile bir araya geldi

Balıkesir Öğretmenevinde yapılan toplantıya Vali Hasan Şıldak’ın yanı sıra Vali Yardımcısı İrfan Demiröz, Karesi Kaymakamı Metin Arslanbaş, Altıeylül Kaymakamı Turgay Hakan Bilgin ve İl Müftüsü Celal Sürgeç katıldı. 


Vali Hasan Şıldak, İl Müftüsü Celal Sürgeç’in 2022 yılı çalışmalarıyla ilgili bilgi verdiği toplantıda yaptığı değerlendirmeye, “Alanda, özellikle kırsal mahallelerde devleti temsilen görevlerinizi ifa ediyorsunuz. Pandemi döneminde mahallelerimizde gerek Vefa Grupları gerekse Kaymakamlarımızın koordine ettiği çalışmalarda gayretli bir emek ve çaba sarf ettiniz. Halkımızın sağlığı ve devletimizin huzuru için alanda oldunuz. Bunun için ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Din hizmetleri, Diyanet İşleri Başkanlığımızın çatısı altında ülkemizin her bir noktasında başarıyla sürdürülüyor. Yüklendiğiniz sorumluluğun ve ifa ettiğiniz görevin mesuliyeti, ağırlığı,önemi çok kıymetli." şeklinde sözleriyle başladı.


Vali Şıldak, "İçinde bulunduğumuz 21'nci yüzyıl şartlarında, dijitalleşmenin arttığı bu dönemde, sosyal medya mecralarının bilinçli ve bilinçsiz olarak çok hızlı bir şekilde kullanılması dolayısıyla her konu çok fazla ehemmiyet ve hassasiyet kazandı. Her görevin yapılış şartları bundan 20 yıl önceye göre çok daha farklılaşmıș ve zorlaşmıştır. Din görevleri de bunlardan biridir. Gerek toplumumuzun manevi, milli ve dini yönden ihtiyaçlarının temin edilmesi, gerekse camilerin dışında da çeşitlenen bir görev ağıyla karşı karşıyayız ki; dikkatli, hassas ve yüksek  şuurla çalışmalıyız. Toplumda ihtiyaç duyulan manevi beslenmenin çok daha yüksek bir ihtiyaç seviyesine ulaştığı günümüzde, sizin yürüttüğünüz görev ihtiyaca bakıldığında öncesine göre çok daha önemlidir.” diye konuştu.  


Diyanet İşleri Başkanlığının emirleri, talimatları ve genelgelerinin din görevlileri için rehber niteliğinde olduğunu belirten Vali Şıldak, “Camilerimiz, kuran kurslarımız ibadetlerin yanı sıra toplumumuzun ihtiyaç duyduğu, manevi destek ve sosyal sorunlara bir merhem olma için dini ve rehberlik faaliyetleri noktasındaki çabalarınız takdire değerdir. Yürüttüğünüz işler insana hitap eden, duygulara, gönüllere ve vicdanlara hitap eden; sürekli olarak kendimizi ölçüp biçmemiz, değerlendirmemiz ve gelişmemiz gereken bir süreç içerisinde hassas konuları içermektedir.” şeklinde konuştu.

 
İnsanların tek beklentisinin işleri severek, sahiplenerek ve dört dörtlük yapma duygusu olduğunu vurgulayan Vali Şıldak, “Görevlerimizi kurumumuzun ilke ve prensiplerine, talimatlarına sıkı sıkıya bağlı olarak ve yaptığımız işin en iyisini elimizden gelenin ötesine geçerek yapmalıyız. Hangi işte, meslekte olursak olalım hitap ettiğimiz kitle bize saygı duymalı, bizi önemsemeli ve değerli bulmalıdır. Bu saygınlığı davranışlarımızla, tutumlarımızla kendimiz oluşturabiliriz. Bütün görevlerinizde Diyanet İşleri Başkanlığının ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir görevlisi olma sıfatıyla, o saygınlığı kazanmak için var gücünüzle  gayret içerisinde olmalısınız. Kurumsal aidiyet duygusuyla, bir sahiplenme ile yerimizi yurdumuzu bilerek, ne için bu görevi bize verdiklerini sürekli aklımıza tutarak yolumuza devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

 
Din görevlilerinin Diyanet İşleri Başkanlığının misyonunu temsil ettiklerini vurgulayan Vali Şıldak, “Bulunduğunuz mevkideki pozisyonda aynı zamanda birer yöneticisiniz. Bir camideki din görevlimizi, bir imam hatibi, bir müezzini yönetici olarak yorumluyorum. Camiler de hizmet üreten birer kurumdur. Yönetici olarak temsil ettiğiniz görevin hassasiyet gerektiren bir pozisyon olduğunu bilmelisiniz. Kur’an kurslarımızın da en az camilerimiz kadar fazla üzerinde durulması gereken hizmet mekanları olduğunu da ifade etmek isterim. Özellikle 4-6 yaş grubu Kur'an kurslarımız toplumda ihtiyaç duyulan bir eksikliği tamamlıyor.  Buralarda yetişen çocuklarımızın her yönden dört dörtlük yetişmesi, ihtiyaçlarının göz ardı edilmemesi ve topluma, devlete, millete sadakatle bağlı bireyler olarak yarınlara hazırlanması noktasında yine Kur'an kursu öğreticilerimiz büyük bir sorumluluk yerine getiriyorlar.” diye konuştu. 


Camilerin, Kur'an kurslarının çevresi ve bütün müştemilatının temiz ve bakımlı olması gerektiğine dikkat çeken Şıldak, “Bu alanlarımızın temizlik anlamında dört dörtlük olması gerekir, bize yakışan da budur. Muhtarımız, kaymakamlarımız ve belediye başkanlarımız sizin yanınızdadır. Çevre temizliği, iç temizlik ve ortak kullanım alanları konusunda gayretli desteklerinizi bekliyoruz. Ayrıca ses sistemi kötü olan varsa bunlara da müdahale etmeliyiz. Çok iyi uygulamalar var ama her yeri belli bir standarda getirmeliyiz. Toplumumuzdaki değişim, teknolojinin ve iletişimin hızında geride kalmamalıyız.” şeklinde belirtti.


Bir kamu personelinin basit gibi algılanabilecek bir hatasının kurumları, hatta devlet ve hükümeti töhmet altında bıraktığını sözlerine ekleyen Vali Şıldak dikkatli olmak gerektiğini ifade etti. Şıldak, “Söylenecek bir söz, atılacak bir adım bile kötüye kullanılmaya, olumsuz algı verecek bir malzemeye dönüştürülebilir. Duyarlı ve dikkatli olmalıyız. Görevimizin şartlarını, çerçevesini aşmamak gerekiyor. Çevrenizdeki dolaylı yoldan da olsa sizi ilgilendiren olumsuzluklara da duyarsız kalmamalısınız. Din görevlilerimizin çevrelerinde vuku bulan olumsuzlukları en kısa sürede ilgililere iletmesini bekleriz.” dedi.


Devletin bütün kurumlarının tabi olduğu başta Anayasa olmak üzere; kanunlar ve mevzuat çerçevesinde verilen görevleri Türkiye Cumhuriyeti Devletinin talimatları çerçevesinde yürüttüğünün altını çizen Şıldak, “Camiler, Diyanet İşleri Başkanlığının yönetimindedir. Bu konularda ülkemiz çok badireler yaşamıştır. 2016 yılı, hain darbe girişimi hiç kimsenin aklından çıkmamalıdır. Bizim yönümüz ve rotamız bellidir. Diyanet İşleri Başkanlığın talimatları dışında hiçbir din görevlimizin hiç kimsenin emrinde olması kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti Devletinde camilerimizin idaresi Diyanet İşleri Başkanlığına aittir.” sözlerini kullandı. 


Açık, şeffaf ve net bir şekilde iyi ilişkiler kurmak gerektiğini ifade eden Vali Şıldak, “Sizlerin iyi seviyeli, mesafeli ama sıcak bir iletişimle duracağınız yeri bilme konusunda hiçbir tereddüt yaşamayacağınızı düşünüyorum. Her zaman danışılan, akıl sorulan, hata yapmayan, güvenilen ve sadakat duyulan insanlar olmalıyız. Sayın Cumhurbaşkanımızın devletimizin başı olarak ülkemizin güçlenmesi anlamındaki bütün çabalarının destekçisi olmalıyız. Ülkemizin nasıl güçlendiğini, nasıl ilerlediğini, her alanda kat ettiği mesafeyi sadece bu mesleğe sağlanan imkanlarla bile görmek mümkündür. Güçlü Türkiye'nin daha da güçlenmesi anlamındaki bütün çabamızı ortaya koymanızı bekliyoruz.” şeklinde konuştu.

 
Uyuşturucuyla mücadelede din görevlilerinden destek beklediğini vurgulayan Vali Şıldak, “Uyuşturucu maddeler sağlık sorunlarının yanı sıra toplumsal sorunlarla birlikte aileleri parçalıyor. Özellikle son yıllarda metanfetamin denilen sentetik uyuşturucunun miktarının ne yazık ki İlimizde de her geçen yıl yükseldiğini görmekteyiz. Zehir tacirleri bu paranın büyük bir kısmını terörün finansmanında kullanıyor. Bu paralar terör örgütlerinin kara para olarak cebine giriyor. Kullanıcıların zamanla satıcı olduğu bu halka maalesef giderek genişliyor. İçişleri bakanlığımızın yaptığı bir araştırma sonucuna göre uyuşturucu kullananların %60'tan fazlasının evde kullandığı tespit edildi. Bu noktada anne babaların çok dikkat etmesi gerektiğini söylemek istiyorum. Sizlerden bu konuda büyük destek bekliyoruz.  İçişleri Bakanlığının akıllı telefonlara indirilen ‘UYUMA’ programını telefonlarınıza yükleyin. Yaptığımız çalışmayla İlimiz genelinde belli meslek gruplarının telefonlarına indiriyoruz. Kimliğin gizli tutulduğu bu uygulamayla mücadeleye ihbarda bulunarak destek olabilirsiniz.” şeklinde bilgilendirmede bulundu.

 
Umuda Kapı Açıyorum Hayata Tutunuyorum Projesiyle mücadelenin sosyal yönden ele alındığını ifade eden Şıldak, “Beni uyuşturucudan kurtarın diyen insanlara projemizle el uzatıyoruz. Sizler camilerde duyurular yaparak projeye destek verdiniz. Projenin başından bu yana 780 vatandaşımız başvurdu. Tedavi ve rehabilitasyon süreçlerini içeren bu mücadelede 54 kişi İşkur kapsamında çalıştı. Bunlardan 4 kişi hala devam ediyor. Ayrıca kalıcı işe yerleştirdiğimiz 26 gencimiz çeşitli firmalarda farklı sektörlerde çalışıyorlar. Büyük mücadele verdikleri, onları bir hayli yoran bu süreçte başarılı olmaları için toplumdan dışlanmamalılar. Bu ve bunun gibi olumsuz konularda toplumun kılcal damarları olan siz din görevlilerimizin desteğinize ve bir kat daha duyarlı olmanıza ihtiyacımız var.” dedi.