T.C.
BANDIRMA KAYMAKAMLIĞI
İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ
BANDIRMA ONYEDİ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ
YÜKSEK ÖĞRENİM ÖĞRENCİLERİ ARASI
“KUDÜS” KONULU ŞİİR OKUMA YARIŞMASI ŞARTNAMESİ
(2018)
Yarışmanın Adı: Bandırma On yedi Eylül Üniversitesi Yüksek Öğrenim Öğrencileri Arası
“Kudüs” Konulu Şiir Okuma Yarışması
Yarışmayı Düzenleyen Kurum: Bandırma İlçe Müftülüğü
Yarışmanın Türü: Şiir Okuma Yarışması
Yarışmanın Amacı: Öğrencilerin Türk dilini doğru kullanmasına, etkili konuşma yeteneklerinin, toplum içinde kendilerini ifade etme becerilerinin gelişmesine katkı sunmak.
Şiir sanatı yoluyla Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa ve Kudüs bilincinin yüreklerde, zihinlerde diri tutulmasını sağlamak. Kudüs sevgisinin duyulmasına katkıda bulunmaktır.
Yarışmanın Kapsamı: Bandırma On yedi Eylül Üniversitesi Yüksek Öğrenim Öğrencilerinin tamamını kapsar.
Katılım ve Uygulama Esasları:
- Yarışmaya katılmak isteyen öğrenciler, ilçe Müftülüğüne müracaat edeceklerdir.
- Yarışmada okunacak şiirler, Bandırma İlçe Müftülüğü’nün şartname ekinde belirttiği şiir listesinden seçilecektir. (Şiir metinlerine İlçe Müftülüğü Web sitesinden ulaşabilirsiniz)
- Yarışma için seçilen şiir öğrenci tarafından noksansız okunacaktır.
- Okunan şiire ilavede bulunma, tekrarlama veya yanlış okuma puan kaybına neden olacaktır.
- Yarışmacı öğrenci, şiirini okumaya başlamadan önce şiirin yazılı metnini seçici kurula verecektir.
- Yarışmacılar, yarışmanın başlama saatinden en az 30 dakika önce yarışmanın yapılacağı salonda hazır bulunacaktır.
- Öğrenciler şiirlerini, kendi isimleri esas alınarak alfabetik sıraya göre okuyacaklardır.
- Jürinin (seçici kurul) verdiği karar kesindir. İtirazlar hiçbir şekilde kabul edilmeyecektir.
- Şiiri, mikrofonlu ya da mikrofonsuz okumak yarışmacının tercihine bırakılacaktır. Yarışmacı öğrenci, sahneye geldiğinde, şiiri mikrofonlu veya mikrofonsuz okuyacağını sesli bir şekilde jüriye bildirecektir.
- Yarışmacı öğrenciler istedikleri takdirde fon müziği kullanabilirler. Fon müziği için herhangi bir değerlendirme söz konusu değildir.
- Bu şartnameyi Banadırma İlçe Müftülüğü yürütür. Bandırma İlçe Müftülüğü, bu şartnamede belirtilen hususları ve gerektiğinde tüm şartları değiştirme ve kaldırma yetkisine sahiptir.
Yarışma Takvimi
Y Yarışma onayının alınması
|
Aralık 2018
|
Duyuruların yapılması
|
28 Aralık 2018
|
Son başvuru tarihi
|
01 Mart 2019
|
Yarışma ve Ödül Töreni
|
Ödül töreni ile ilgili bilgiler İlçe Müftülüğü tarafından daha sonra belirlenecektir.
|
Ödüller
Birincilik ödülü
|
Kudüs Ziyareti
|
İkincilik ödülü
|
Yarım Altın
|
Üçüncülük ödülü
|
Çeyrek Altın
|
Başvuru evrakları, aşağıda belirtilen adrese, elden, postayla teslim edilecektir.
Teslim adresi:
Bandırma İlçe Müftülüğü
17 Eylül Mahallesi.
Hacı Keşfettin Caddesi. No:22 Kat:5
Bandırma/ BALIKESİR
Tel: 0 266 718 38 97
Faks:0 266 714 00 97
|
Başvuruda teslim edilmesi gereken evraklar:
-Eksiksiz olarak doldurulmuş başvuru formu.(Ek-1)
- Öğrenci Belgesi.
-Yarışmada okunacak şiirin, şairi de belirtilerek word formatında A4 kağıdına, times new roman yazı tipinde 12 punto’yla 3 kopya yazılı nüshası.
-Fon müziğinin (sözsüz enstrümantal müzik) kayıtlı olduğu flash bellek (Bu madde yalnızca fon müziği kullanmak isteyen öğrenciler için geçerlidir.)
-Şiir ve şiir okurken kullanacağı fon müziği kaydı, ad-soyad, T.C kimlik no, telefon numarası ile birlikte zarfın içerisinde teslim edilecek.
|
Değerlendirme Kriterleri ve Puanlama
Değerlendirme Kriterleri
|
Puan Değeri
|
Şiire hâkimiyet (Özgünlük, şiirin ruhuna uygunluk, ezber gücü)
|
25 puan
|
Beden dili (Jest ve mimikler )
|
25 puan
|
Vurgu, tonlama ve Türkçeyi kullanma
|
25 puan
|
Diksiyon (Telaffuz)
|
25 puan
|
Toplam
|
100 puan
|
Her jüri üyesi, öğrenciyi toplam 100 puan üzerinden değerlendirecek, her jürinin puanı ayrı ayrı toplanarak ortak puan belirlenecek, en fazla puan 100x3=300 olacaktır (3 jüri üyesine göre).
Puan eşitliği durumunda, gün/ay/yıl hesabıyla yaşı küçük olan öğrenci avantajlı duruma geçer.
Yarışma jürisi, Bandırma İlçe Müftülüğü tarafından oluşturulur.
Jüri değerlendirmesinde gizlilik ilkesi esastır.
Jüri kurulu kararı kesindir, değiştirilemez.
Ortaya çıkabilecek her türlü problem ve belirsizliğin çözümünde Bandırma İlçe Müftülüğü tarafından oluşturulan organizasyon komitesi ve yarışma jürisi yetkilidir.
BANDIRMA ONYEDİ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ
YÜKSEK ÖĞRENİM ÖĞRENCİLERİ ARASI
“KUDÜS” KONULU ŞİİR OKUMA YARIŞMASI BAŞVURU FORMU (EK-1)
(2019)
Öğrencinin Adı Soyadı
T.C. Kimlik Numarası
|
|
Öğrencinin Bölümü /Sınıfı
|
|
Öğrencinin Doğum Tarihi (gün/ay/yıl)
|
|
Öğrencinin Yarışmada Okuyacağı Şiirin Adı ve Yazarı
|
|
Öğrencinin İletişim Bilgileri
|
|
BANDIRMA ONYEDİ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ
YÜKSEK ÖĞRENİM ÖĞRENCİLERİ ARASI
“KUDÜS” KONULU ŞİİR OKUMA YARIŞMASI ŞİİR LİSTESİ (EK-2)
(2019)
ANNELER VE KUDÜSLER
III
Tûr Dağı'nı yaşa
Ki bilesin nerde
Kudüs Ben Kudüs'ü kol saati gibi taşıyorum
Ayarlanmadan Kudüs'e
Boşuna vakit geçirirsin
Buz tutar
Gözün görmez olur
Gel Anne ol
Çünkü anne
Bir çocuktan bir Kudüs yapar
Adam baba olunca İçinde bir Kudüs canlanır
Yürü kardeşim
Ayaklarına bir Kudüs gücü gelsin
V
Tapınakla yürek arasında en canlı ilişki
yüreğimiz sıkışınca
anladık
el aksa’dan bir taş düşürülmüştür
*
İnsan
soyaçekim
göğe yansır umudu
baktıkça aynada
*
Ve çocuk gülünce
ışır el aksa
el aksa bilir ki
çocuk koyacak o taşı
*
Ki biraz kirazdır ki biraz silâhtır
çocukların
gözleri
parmakları
*
Getirince baba
kudüsü özümleyen ekmeği
yeniler anne andını
kirazın ve silâhın üstüne
*
Deniz kabartısıyla
aynı andadır anne andı ve çocuk solunumu
bilir baba
toprağı süren makinanın hüzünle kudüsü söylediğini
*
Ağıt yakışmaz
şiire ve çocuk yüzlerine
ki çocuk yüzleridir getirir bizlere
gereğini bağımsızlığın
*
İlerler zaman
kudüs koşusunda
ancak anlar
çocukların daim önde olduklarını
NURİ PAKDİL
MESCİD-İ AKSA
Üç dince kutsaldır, Mescid-i Aksa
Miraç merdivenim, ilk kıblegâhım.
Seni çöller yakar, beni hasretin
Miraç merdivenim, ilk kıblegâhım.
Dinlisi, dinsizi; seni tanıyor
Kim anarsa, hürmet ile anıyor
İsrâil zulmüyle, Gazze’m yanıyor
Miraç merdivenim, ilk kıblegâhım.
Sinirden çatıktır, inan ki kaşım
Sen boyun büktükçe, zehirdir aşım
Hasretinden inler, Muallâ taşım
Miraç merdivenim, ilk kıblegâhım.
Senin o hâlini, gel de bana sor
Aklıma geldikçe, kalbe düşer kor
Büyük şeytanlara, dayanmak çok zor
Miraç merdivenim, ilk kıblegâhım.
O acı çekerken, rahat mı için?
Hâlâ uyuyorsun, bilmem ki niçin?
Altını oydular, uçurmak için
Miraç merdivenim, ilk kıblegâhım.
Analar, nineler; karalar bağlar
O mâsum duruşun, bağrımı dağlar
Kadınlar, çocuklar; taşlar kan ağlar
Miraç merdivenim, ilk kıblegâhım.
İnsanlığa, en doğruyu bildirdin
Öksüzün, yetimin; yüzün güldürdün
Bütün nebilere, namaz kıldırdın
Miraç merdivenim, ilk kıblegâhım…
Hanifi KARA
ATEŞLERDEN GEÇEN KİM
Nurettin Durman
İşte orada Mescid-i Aksa
Orada inceden inceye bir ağrı
Süleyman mülküne gözyaşı düştü
Nasıl da kalbinde fırtınalar kopmuştu Belkıs'ın
Nasıl da düşmüştü yola ilk mektup ile
Dağ taş bir ordu.
Süleyman mülküne gözyaşı düştü
Ağıt oldu yaşamak
Zulüm oldu yaşamak.
Ölüm bir başka ölümün içindedir
Tahammül olmuştur artık anaların gözyaşlarında
Bu her anı vurulmak olan göğsünden bir gencin
Adım atmak Davut gibi. Bir adım daha
Hani yola düşenlerin nağrası hani kardeşlerim
Bu zulme inen kırbaç bu sonu berrak olan imge.
İşte orada Mescid-i Aksa
Orada inceden inceye bir ağrı
Ah kalbim
Ateşlerden geçen kim
Yollara düşen kim?
Peki kim verecek göğsünü kurşunlara
Kim çıkacak bu şehrin ortasından
Kardeşlerim: "Fitne kalmayıncaya kadar"
Güzellik oluncaya kadar
Esenlik oluncaya kadar
Kim verecek göğsünü kurşunlara.
Buluşmaya gidiyoruz diyecek olsa birimiz
Parıldasa, saçılsa lavlar bakışlarımızdan
Bize gelse yeğinlik bize gelse cömertlik
Serazat bir aşk ile düşerken yollara
Volkan gibi hazırlanıyorken
Tahammülü zor çarşılarda
Sanki ötresi düşmüş bir harf
Buluşmaya gidiyoruz diyecek olsa birimiz.
Ama olmuyor. Dağlara gitmiyor haber
Şehirlerin macerası fena
Meydanlara musallat olan pus dağılmıyor
Ama olmuyor.
İnce bir sızı olarak giriyor hayatıma
Buluşmaya gidiyoruz diyecek olsa birimiz
Dağ, ırmak, deniz.
KUDÜS
Sezai Karakoç
Ve Kudüs şehri. Gökte yapılıp yere indirilen şehir.
Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri.
Altında bir krater saklayan şehir.
Kalbime bir ağırlık gibi çöküyor şimdi.
Ne diyor ne diyor Kudüs bana şimdi
Hani Şam'dan bir şamdan getirecektin
Dikecektin Süleyman Peygamberin kabrine
Ruhları aydınlatan bir lamba
İfriti döndürecek insana:
Söndürecek canavarın gözlerini
İfriti döndürecek insana
Ve Kudüs'ü terkettiğin o ikindi
Birinci Cihan Harbi günü vakti
Kan sızdırıyor kaburga kemikleri
Karlı dağlardan indirdiğin atların
Bir evde perdeyi indiriyor bir kadın
Mahşerin perdesini kıyametin perdesini
Ağlıyor yere inen saçları
Göğü yırtan kefen beyazı elleri
Ve Kudüs şehri. Gökte yapılıp yere indirilen şehir.
Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri.
Yeşile dönmüş türbelerin demiri
Zamanın rüzgâr gibi esen zehriyle
Ve yatırlar patır patır kaçıyor geceleri
Boşaltıyorlar işgal edilmiş bir şehri boşaltır gibi
Kaçıyorlar Lût şehrinden kaçar gibi
Tuz heykele dönüşmemek için Tanrı gazabıyla
Susmuş minarelerin azabıyla
Yıkılmış cami kubbelerinin ıstırabıyla
Ve şehit kemiklerinin bakışı bir başka bakış
Artık burada taş bile durmak istemez
Ve ay'ı görmek istemez zeytin ağaçları
Eğilerek selamlamazlar hilâli hurmalar
Artık ne Zekeriya ve ne İsa var
Sararmış bir tomar mı mucizeler
Ölülerin dirilişi şifa veren kelimeler
Ve ne de Miraçtan bir iz
Yerden yükselen kaya
Ve Kudüs şehri. Artık yer şehri, toprak şehri.
Bakır yaprakların, çelik göğdelerin, acımasız yüreklerin.
Demir köklerin, tunçtan ve uranyumdan dalların.
Kurşundan çiçeklerin şehri.
Gülle kusuyor ana rahmi
Bomba parçalıyor beynini bebeğin.
Tanklar saldırıyor evlere bir anda ev yok tank var
Uçak var gök yok utanç var
Ve kime karşı bütün bunlar
Masum insanlara karşı
Binlerce yıl oturdukları yurtta kalmak isteyenlere karşı
Ve kim tarafından bütün bunlar
Roma'nın, Babil'in, Asur'un ve Firavunların
Ve nice milletlerin zulmünü görenler tarafından
Zalime olan öcünü mazlûmdan almak
Zalim olmak ve en zalim olmak
Ve artık ne İbrahim ne Yakup ve ne Musa var
Tersinden okunan Tevrat hükümleri
Karaya boyanmış Mezmurlar
Ve Kudüs şehri. İçiyle ve ruhuyla suskun
Göklere kaçmış hayaliyle
Bir pervane gibi ışığa uçmuş gönlüyle
Bir başka aleme göçmüş hakikati
Tanrı katına varmış
İki elini kavuşturup divana durmuş
Hüküm istemiş
Yeryüzüne yeryüzü kadısına
Hüküm ki:
Haksız yere bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş
gibidir
Ve haksız yere insan öldürenin cezası ölüm
Ve fitne, Arzı fesada verme, daha büyük suç adam
Öldürmekten
Fitne bastırılıncaya kadar savaşın!
Yeryüzünden fesat kalkıncaya kadar
Ey insanlık, ey insanlar
En gündüzden daha gündüz,
Hakikatten daha hakikat
Müslümanlar.
KUDÜS'E ŞİİR
Talha Keskin
Ey Allah Rasülünün payine yüz sürerek
Miraca yükselirken seyreden kutsi şehir
Ey cümle zamanları bir tek anda dürerek
Ezel ebed arası uzanan kuru nehir
Göklerle dostluğuna miracı tac eyledin
Cebrail'in elleri şifa oldu taşına
Ve Kubbe't üssahra'yı bize sirac eyledin
Hayrandır beşeriyet Yakub'un gözyaşına
Dinlesek toprağından sayar mı Nebileri
Geçtiler mi sinenden sana selam vererek
Niçin şehit eder hep, Yahudi sabileri
Peygamber izlerine güller gibi sererek
Süleyman'ın rüzgârı eser mi yine sende
Orduların nefesi duyulur mu her seher
Der misin "ey Süleyman bir gün bana gelsen de
Durdursan akan kanı ve gülse bir lahza yer"
Süleyman'ın mührünü zulme bayrak yapanlar
Senin Hak katındaki kadrini biliyor mu?
Niçin sana gelmiyor, nerde Hakk'a tapanlar
Gelip de bir kerecik yaşını siliyor mu?
Silahların gölgesi serinlik vermez sana
Sen ki bad-ı sabanın nefesiyle mest idin
Güllerin diyarından kimse gül dermez sana
Der misin zalimlere inşallah nâra gidin
Ömer ki sana gelip yüz sürdü toprağına
O muhteşem levhayı sunmadın zalimlere
Onlar ki asla bakmaz tarihin yaprağına
Seni bizler bıraktık kan kokan iklimlere
Firavun hicret etmiş Mısır'dan her dağına
Çocukları öldüren nesille kardeş olmuş
Müminler hasret kalmış Al-i Osman çağına
O çağ ki kubbelerde batmaz bir güneş olmuş
MESCİD-İ AKSA
Cengiz Numanoğlu
Ey! Semâvî dinlerin, dünyadaki beşiği;
Ey! Mîrâc'a açılan, kapıların eşiği..
Sen ki; Mescid-i Aksa, sen ki; tevhîd simgesi,
Sahâbe-i Kirâm'ın, namazda ilk kıblesi..
Ey! Çevresi mübârek, yüce Mescid-i Aksa,
Utanırdı insanlık.. Sana ibretle baksa.
Sen ki; şâhidi oldun, nice kanlı savaşın;
Dile gelse.. Vahşeti, haykırırdı her taşın..
Ne yazık ki; bugün de, aynı vahşet sürüyor;
Cinâyetle beslenen, gözleri kan bürüyor..
İşte..Yine sahnede, peygamber kâtilleri,
İnsanlığa kast eden, cinnetin fâilleri.
İşte.. Yine çocuklar, Gazze'de kan kusmada,
Bu serî katliâma, bütün dünya susmada.
Yine rekor peşinde, zulüm şampiyonları;
Siyonist eşkiyânın, küresel piyonları..
İşte.. Yine sahnede, haçlının fosilleri,
Medeniyet maskeli, kudurmuş nesilleri.
Yine tarih tekerrür, yine küfür tek millet,
Hepsinin genlerine, kazınmıştır bu zillet.
Ey! Birbuçuk milyarlık, dünya müslümanları!
Hiç mi utandırmıyor, bunca mazlum kanları?
Bu zülmü boğmak için, tükürmeniz yeterdi,
Selahaddin Eyyûbî, çıkıp gelse ne derdi?
Ey! Petrol kralları, saray hânedanları,
Bir düşünün Kudüs'te, cihâd eden canları.
Kim saçtı üstünüze, bu ölü toprağını?
Yoksa.. Kopardınız mı, Kudüs'le din bağını?
Halîfe Ömer gibi, bir örnek olmasaydı,
Belki sizi affetmek, biraz daha kolaydı,
O, adâlet severdi, o Hazreti Ömer'di,
Sizi, bu halde görse, saraylara gömerdi..
Ey! Mahşere inanan, dünya müslümanları,
Bırakın.. O münâfık, tahtına tapanları.
Allah'ın kelâmını, kaç bin kere duydunuz,
Kıyâmet'e kadar mı, sürecek bu uykunuz?
Filistin'de taş atan, çocukların aşkına,
Bu apaçık gafleti, görün Allah aşkına!
Bir buçuk milyar insan, bir kez ayağa kalksa;
Hiç garip kalır mıydı böyle Mescid-i Aksa?
KUDÜS
Fatih İmdat
Ey yaralı ve mahsun, peygamberlerin yurdu
Hasretin sineleri bak, nasıl yaktı kavurdu
Bir garip mi kaldın sen bu kadar yakınken bize
Ümmetle seni kim ayırdı, meçhullere savurdu
Sinende Davutlar vardı, sadaları arşa giden
Süleymanların vardı, karıncaları dahi seven
O Meryem'in yavrusu sende etti kelamı
Nice hak dostları hep sana yollar selamı
Allah andı adını sana Mescidil Aksa dedi
Ne kutlu bir şehirdin, ne büyük bir lutüf idi
Selahaddin sana aşık, sana meftundu hep
Neydi Ömer'i sana getiren o şanlı, kutlu sebep
Şimdi zorbalar elinde, ağlıyor musun Aksam
Kan görür oldum artık sana ne zaman baksam
Mescidinde çocukların seslerine ne oldu
Sultanların sevdası şimdi kanla mı doldu
İslam'ın kutlu şehri, ilk kıblemizsin sen bizim
Hakkından geldiğimiz yer burasıdır dinsizin
Mahzun olma bu ümmet sahip çıkacak sana
Tasalanma sen, bakma uğrunda akacak kana
O kandır ki şahadete açılan yoldur bize
Bu şuurdur dünyayı elbet getiren dize
Halil kapısında bekleriz soysuzlar ordusunu
Verir miyiz bunlara ebediyen hiç vize
Kudüs bugün İslam'ın, nuru ile ayakta
Sen mahzunken bizler uyur muyuz yatakta!
Uyuyan gafletteki Müslüman kardeşim uyan!
Yok mu Kudüs'ümün kanlı feryadını duyan!
Ebabiller bekleme sen olmalısın o taşı atan
Sen değil misin cihanı kendine vatan yapan
Olma sakın alçakça, ucuzca onurunu satan
Hesap sorar ahrette toprak altında yatan
Ey Muhammed'e tabi olan en kutlu ümmet
Yetmedi mi Kudüs'e reva bu görülen zillet
Haydi kalk, doğrul, emrolunduğun gibi ol
Kırılması yetmezse, kopsun durmasın bu kol!
Ey meleklerin durmadan kol gezindiği şehir
Çürümüş zihniyetler aynı, her bir tarafı kir
Gelecek ümmet sana, her köşeden akın akın
Üzülme artık Kudüs, Kurtuluşun çok yakın!
MESCİD-İ AKSA
Mehmet Akif İnan
Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yer altı nehri çağlıyordu
Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi'nin
Unuttu mu bunu acaba herkes
Burak dolanırdı yörelerimde
Mi'raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim
Hani o günler ki binlerce mü'min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi'ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü' minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vahayım
Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu.
ESİR KUDÜS
Mahmut Kaya
Yıllar yılı peygamberler ocağı
Asırlardır müslümanlar otağı
Şimdi ise yahudiler yatağı
Ey mukaddes şehir Kudüs
Ey bu gece esir Kudüs
Rabbim seni öğmüş öğmüş yaratmış
Etrafını bahçelerle donatmış
Şeb-i miraç şerefine şan katmış
Ey miraca sahne Kudüs
Ey kalplere rabne Kudüs
Senden ayrı düşen gönlüm elemli
Sen esirsin ondan gözlerim nemli
Bizim için sen her şeyden önemli
Ey dün gece mesrur Kudüs
Ey bu gece mahzun Kudüs
Sinagok mu oldu Mescid-i Aksâ
Yine kanla dolu Kubbetü's-Sahra
Bu hal dokunmaz mı ilahi kahra
Ey talihsiz şehir Kudüs
Ey sahipsiz şehir Kudüs
Yok mu Kudüs'ü bir kurtarıcı
Yoksa peygamberler olur davacı
Çok çekti müminler dinsin bu acı
Ey mazluma mezar Kudüs
Ey gönlüme keder Kudüs
Ya ilahi leyle-i mirac içün
Leyle-i miractaki esrar içün
Kudüs'ü kurtar Kudüs-ü şerif hakkı içün
Ey zafere namzed Kudüs
Ey tevhide hasret Kudüs
Ya bir Ömer gönder ya Selahaddin
Dinmiyor feryatlar, bitmiyor enin
Meded senden sensin Rabbülâlemîn
Ey rahmete teşne Kudüs
Ey gönlüme neşe Kudüs